Bu yazı 04/12/2023 tarihinde yayınlanmıştır.
*Mithat IŞIK/SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü
Dip Karpaz’ın kuzeyi ile Mersin ve İskenderun arasındaki bölge zengin doğalgaz ve petrol yataklarına sahiptir. Karpaz bölgesi KKTC’nin kontrolünde bulunmalıdır.
Aksi durum Türkiye’nin güvenliği için ciddi bir tehdit olacaktır. Karpaz bölgesi Rumların veya başka bir ülkenin kontrolünde olursa Deniz yetki alanlarımız yok olacak, Anadolu'nun güvenliği de ciddi bir tehdit altına girecektir. Kıyılarımızdaki Türk hakimiyeti de zora girecektir.
KKTC- Türkiye arasındaki bölgede ve Türkiye'nin kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgedeki(MEB) hidrokarbon ve petrol yatakları Ekonomik ve stratejik aşıdan yaşamsal önem arz etmektedir. Türkiye'nin güvenliği için çok önemli olan Kıbrıs Adası ve Karpaz, başta İngiltere, Çin, ABD, Rusya, İsrail, Yunanistan, GKRK ve AB ülkeleri açısından stratejik ve askeri yönden önemini korumaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Deniz Kuvvetleri vasıtası ile Ege Denizi'nde kara radar ağları ile desteklenmiş olan hakimiyet konseptinin aynısını Doğu Akdeniz'de göstermesi için özellikle adanın üç tarafına hakim bir konumda bulunan Karpaz burnuna müşterek bir deniz ve hava üssü kurması stratejik bir gerekliliktir. Kurulacak bu müşterek üst sayesinde Türkiye, GKRK ve bir kısım ülkelere karşı etkin caydırıcı, saygın ve süratle müdahale etme avantajı sağlayacaktır.
Suriye'deki güç müdahalesinin tamamlanmasından sonra mücadelenin sac ayağı Doğu Akdeniz'deki doğal kaynaklar üzerinden olacaktır.
Yabancıların toprak satın alma yoluyla Karpaz'da arazileri topladıkları bazı yerel kaynaklar tarafından ifade ediliyor.
Stratejik bir bölge olan Karpaz'da arazi satışları önlenmelidir. Karpaz Bölgesi doğal sit alanı ilan edilmelidir. Eğer bu arazi atışlarının önüne geçilmez ise GKRK, Fransa, Yunanistan, İsrail ve diğer birkaç devletin başını çektiği koalisyonun Doğu Akdeniz gazının GKRK, Yunanistan üzerinden Avrupa'ya taşınmasının önünden bir engel daha kalkmış olacaktır. Karpaz Burnu-Türkiye arası 71 kilometredir. Buraya yerleştirilecek uzun menzili roketler ve füzeler Türkiye için çok büyük bir tehdit oluşturacaktır.
Gelecekte stratejik tehdit oluşturabilecek belirsizlikleri önceden tespit edip ortadan kaldırıp belirgin hale getirmek Türkiye'ye çok büyük bir stratejik üstünlük kazandıracaktır.
Bu site içeriğinin telif hakları Stratejik Düşünce Enstitüsü’ne ait olup 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak alıntılar dışında önceden izin alınmaksızın hiçbir şekilde kullanılamaz ve yeniden yayımlanamaz. Bu sitede yer alan SDE'nin kurumsal bilgileri ile SDE Akademik Personeli'nin çalışmaları dışındaki diğer görüş ve değerlendirmeler, yalnızca yazarının düşüncelerini yansıtmaktadır; SDE'nin kurumsal görüşünü temsil etmemektedir.
